16 Mart 2012 Cuma

Görsel ve İşitsel güç

Şifa Araç
10931006
MED 214
Metin kelime sayısı: 205

Görsel ve İşitsel Güç



Televizyon yayıncılığı, 1 Mayıs 1964’te çıkan yasa ile kamu yayıncılığı yapan tek kurum

olan Türkiye Radyo Televizyon Kurumu(TRT) ile başladı. Ardından televizyon deneme

yayınları gerçekleşti. 1976’da ilk renkli televizyon yayınına geçildi. 1990’dan sonra ise özel

televizyon kanallarının yayınları gerçekleşti. Türkiye’de ilk kamu yayıncılığından başlayarak

günümüze dek televizyon programları her geçen gün yaygınlaşıyor.

Kitle iletişim araçlarının toplum üzerindeki etkisi göz ardı edilemez. Kitle

iletişim araçlarından en yaygını, en etkili olan televizyon bireyler üzerinde oldukça etkilidir.

Televizyon programlarının gerek görsellik gerekse işitsel özelliği barındırması bireyler için

Çekici özellik taşır. Özellikle Türkiye insanları için bu cazip özellik 1990’lı yıllardan sonra

Daha etkili hale geldi. Özel televizyon yayınları ve devlet televizyon ayrımı

programlara yansıyınca; bireyin arzuları programlarda yer almaya başladı. Televizyon

programları halkın çeşitli sosyal-ekonomik yapısına indirgendi. Televizyon programları

günümüz sosyal, kültürel sınıflara oldukça imkan sağlamakla, günümüz geleneksel aile yapısı

na, marjinal gruplara, post modern yaşamın gruplarına seslenir.

Kitle kültürü ve tüketim kültürü televizyon ile geleneksel aile yapısını iyice İçine çekmiş

durumdadır. Bunların özellikle İstanbul başta olmak üzere büyük şehirlerde

köyden kentte göçün fazla olduğu ilçelerde yaşayan ve Türkiye’nin kırsal alanlarındaki

insanlar için oldukları söylenebilir. Sunulan sabah programında, eğlence ve

magazin programlarında metalaşmak söz konusudur.

Televizyon programları toplumumuzdaki muhafazakâr kesimlerden, modern

kesimlerden, geleneksel aile ve modern aileden Bağımsız değildir

16 Aralık 2011 Cuma

CRİSTİANO RONALDO İNŞAAT İŞCİSİ OLURSA

Çoğumuz futbolcuları eğlenceyi seven, dışarı çıkmaktan kendisini alıkoyamayan, sınırsızca para harcayan,her hafta yahut her ay  farklı kızı koluna takan, siyah saçına gölge veya meç attıran yakışıklılar olarak biliriz.ne yazık bu düşünceden sıyrılmamız pek mümkün görülmüyor.Dünyaca ünlü futbolcu olmanın şöhreti, yüklediği ağır sorumluluklar bizleri pek fazla ilgilendirmez. Ne da olsa onlar kadın düşkünlerinden başka bir şey değillerdir.
 hal böyle olunca eli  yüzü biraz düzgün ise, azıcık şöhretin havasını taşıyan bakışlara sahip ise genç kızların hayranı, hem cinslerinin ise baş düşmanı oluvermek çok kolaydır. sorarım? cristiano ronaldo eğer her hangi bir ülkenin bilmem neresinde, bilmem şu sokağında inşaat işcisi olarak çalışıyor olsa idi. hal ne olurdu.  sırf Ronald yu görmek için evinin önünde kamp kuran 20 yaşında ki hollandalı kızın bahçe kapısından atlalarak ronaldo ya koşan kız olur muydu. binlerce kız onunla çıkmak için sıraya dizilirler miydi. Ben böyle tıpatıp ronaldo ya  benzeyen ameleyi biliyorum. bakımı eksik, tonlarca sevgilisi yok, peşinden koşturan basın ordusu yok, yukardan burnuna bakan havası yok. geriye kalan ise şaşırtılacak benzerlik.sadece fiziksel benzerlik.. kızlar hangi ronaldo seçmek istersiniz çok para harcamayan, bir tane arabası olan,iyi bir saati, pırlanta bilekliği ve birkaç yüzüğü olan, ailesine destek çıkması en büyük hazzı olan, özel hayatına dikkat ettiğini  ve sesiz bir hayata sahip olduğunu söyleyen Cristiano Ronaldo yu mu. yoksa medya nın en değerli malzemesi olan, popüler, yakışıklı, gece hayatı hızlı, ulaşılmaz yalan gösterilen Ronaldo yu mu. Ya da züğürt amele cristiano yu. mu.

8 Aralık 2011 Perşembe

cimbommm



galatasaray sonunda fenerbahçe cevizini kırdı.
Spor Toto Süper Lig'in 14. haftasındaki derbide galatasaray, TT Arena'da fenerbahçe'yi sahadan silip 3-1 kazandı. Sarı-Kırmızılı ekibin gollerini 33'te Eboue, 41'de elmander ve 66'da Melo kaydetti. Böylece Cimbom'un 3 yeni futbolcusu 'gerçek galatasaraylı' oldu. fenerbahçe'nin tek sayısı kariyerinde galatasaray'a karşı 7. golünü atan ALEX'ten geldi.

Sarı-Kırmızılı tam 59 lig haftası ve 639 gün sonra yeniden haftayı lider kapatmanın sevincini yaşadı.

ASLAN FIRTINA GİBİ BAŞLADI
 Karşılaşmaya etkili başlayan galatasaray, kanatlardan geliştirilen ataklarla tehlikeler yaratırken, ilk 20 dakikada fenerbahçe kalesini adeta kuşatmaya aldı. Orta sahada çok fazla top kazanan ve rakibinin ileri çıkmasına izin vermeyen sarı-kırmızılı ekip, üst üste pozisyonlara girmesine rağmen, Baros, Kazım,Elmander ve Emre ile bir çok fırsatı değerlendiremedi. Ardından Eboue ile aradığı golü bulan sarı-kırmızılılar, Elmander ile farkı 2'ye çıkararak ilk yarıyı kendisi için oldukça avantajlı bir skorla tamamladı.

1 Aralık 2011 Perşembe

galatasaray futbol takımının tarihine kabaca göz atma

Türkcell Süper Lig 2007-2008 Sezonu Şampiyonu
Galatasaray Süper Lig
2007-2008 Sezonu Şampiyonu'dur.
Ali Sami Yen Stadı
Galatasaray 1964 yılında Galatasaray Lisesiöğrencilerinin ve camiasının katkılarıyla yapılan ve daha sonra bütün stadlar gibi devlete devredilen İstanbul Ali Sami Yen Stadı'nda ki haklarından ve avantajlarından vazgeçerek Türk Telekom Arena'ya taşınmıştır.
Türk Telekom Arena
İstanbul Ali Sami Yen Spor Kompleksi Türk Telekom Arena Galatasaray futbol takımı maçlarına ev sahipliği yapmaktadır.
1999-2000 sezonu UEFA Kupası şampiyonu Galatasaray
Mario Jardel
Galatasaray 2000 yılında Avrupa Süper Kupasını kazanmıştır.
Metin Oktay
Metin Oktay'ın Fenerbahçe ağlarını delen tarihi golü.
Lig performansı
Galatsaray'ın futbol tarihindeki Süper Lig sıralaması.
Galatasaray-Steau Bükreş Maçı
Ali Sami Yen Stadı deplasmanı, Galatasaray taraftarlarının yarattığı baskılı atmosferi dolayısıyla Cehennem diye nitelendirilmekte ve Avrupa'da zor deplasmanlardan biri olarak kabul edilmektedir.[4]
Bir spor stadyumunda tezahürat ile ulaşılan en yüksek ses rekoru
Türk Telekom Arena'da yapılan tezahüratların şiddeti "Bir spor stadyumunda tezahürat ile ulaşılan en yüksek ses rekoru" olarakGuinness World Records hakem heyeti tarafından bildirilmiştir.[5]

1999-2000 sezonunda UEFA Kupasını Galatasaray futbol takımı kazanmıştır.Bülent Korkmaz ve Hakan Şükür

Adriano 1 hafta yok!
Barcelonalı futbolcu Adriano, sakatlığı nedeniyle bir hafta futbol oynayamayacak







Barcelonalı futbolcu Adriano Correira'nın sakatlandığı ve bir hafta futbol oynayamayacağı açıklandı.

Brezilyalı milli futbolcunun kulübünden yapılan açıklamada, Rayo Vallicano ile yapılan son lig maçında sakatlandığı belirtildi.

Açıklamada, oyuncunun La Liga'da Levante, Şampiyonlar Ligi'nde ise BATE Borisov ile yapılacak karşılaşmalarda forma giyme şansını bulamayacağı kaydedildi.

Futbolcunun, Real Madrid ile 10 Aralık'ta yapılacak maça ise yetişeceği düşünülüyor.

23 Kasım 2011 Çarşamba

çocuklar ve spor

2011 yazında çeşitli semtlerde (bahçelievler, bağcılar, güngören) çocuklar için her yıl açılan ve çeşitli okulların

bahçelerine kurulan geçiçi olarak kurulan  yüzme havuzu ile öğrenciler hem tatillerini gidemedikleri tatil köylerinde

ki gibi eğlenceli zamana sahip olmanın yanında; yüzme sporunu da en iyi şekilde yapmaya gayret gösterdiler.

ayrıca acılan ücretsiz tenis kursları da yoğun ilgi gördü. çocuklar tatillerini  sokağın  futbol sahası içinde, dar

sokaklarda, arabaların tehlikeli duruşları içinde geçirmediler. Evet güzel ülkem hala imkansızlıklara,

olanaksızlıklara boyun eğdiğimiz belki de mecbur olana katlanmaktan başka çaremiz yoktur. ama şu  da

gerçektir ki bu olanaksızlıklara rağmen çocuklar canla başla mücadele vermekten asla bıkmadılar. erken

saatlerde yüzme öğrenmeye koştular onlar ki hayatları boyunca her gün sporu yaşayanlar olmadılar. bizler

spora  ilgisi  kıt olan milletin insanları değiliz. şartlar uygun olsa idi dünya tenis şampiyonasında, yüzme

şampiyonasında isimlerimiz her daim  önde olurdu.
 
 

2 Kasım 2011 Çarşamba

Tenis ve Türkiye

GEÇEN hafta istanbul dünyanın en önemli spor organizasyonlarından birinin en üst düzey turnuvalarından 


birine ev sahipliği yaptı. Dünya tenisinin en iyi  8 kadın tenisçi, sezonun son turnuvası için istanbul’da 


toplandı .Bu müthiş turnuva, önceki gün Kvitova’nın şampiyonluğuyla sonuçlandı. Turnuvanın tek kötü yanı 


da ne İstanbul valisi Hüseyin avni bulut, ne spor bakanı Suat kılıç, ne de İstanbul büyükşehir belediye 


başkanı kadir topbaşın chanpionships te bulunmamaları oldu. sizler bu şekilde olursanız türkiye de neden 


hala farklı spor çeşitliliğinin  olmadığının sorulmaması doğru olacaktır. sevindirici taraf ise her karşılaşmada 


seyircinin muazzam desteği ile tribünler her seferinde doldu taştı.fakat ki eğer tenis sadece erkeklerin 


oynadığı bir spor olsa idi eminim ki futbol kadar benimsenmiş olurdu.